Tahakküm ve istibdat ile başkalarını zillete düşümemek imanın gereğidir

Eklenme Tarihi: 28 Ocak 2014 | Güncelleme Tarihi: 06 Şubat 2017

Bediüzzaman Said Nursi, Hutbe-i Şamiye isimli eserinin başında, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber İslam âlemini maddî cihette orta çağda durduran altı hastalığa dikkat çeker. O hastalıklardan beşincisini “Çeşit çeşit bulaşıcı hastalıklar gibi intişar eden istibdat” olarak nazara verir.[1]

İslamın esasları istibdada zıt olmakla beraber, her nasılsa İslam âlemi tarih boyunca çeşit çeşit istibdatlardan kurtulamamıştır.
Bediüzzaman’ın yüz yıl evvelinde teşhis ettiği ve reçetesini yazdığı bu illet, kısmen tedavi edilmiş olsa bile, günümüzde tamamen ortadan kalkmış değildir. İslam âlemi hala çeşit çeşit istibdat ile malul bir haldedir.
Dolayısıyla, bu reçetenin güncellenmesi ve gereğinin yapılması, en önemli vazifelerimizden biridir.
Bu tebliğde, istibdat kavramına açıklık getirilecek, bu illetin tedavi yollarına dikkat çekilecektir.

Anahtar Kelimeler
Bediüzzaman Said Nursi, Münazarat, Hutbe-i Şamiye, istibdat, feodalite, despotizm, Firavun, meşveret, şûra, istişare, ilmî istibdat, siyasi istibdat, manevi istibdat, psikolojik baskı, mahalle baskısı, hürriyet, hürriye-i şer’iyye, meşrutiyet, demokrasi

Tebliğin devamı için buraya tıklayınız

 

 

- Reklam -