Medeniyet İnşası Arama Konferansı

 

Risale Akademinin, AKAV, Bitlis Valiliği, Eren Üniversitesi, Bitlis Belediye Başkanlığı ve Sivil Toplum Akademisi ile birlikte Said Nursi Bitlis Günleri kapsamında düzenlemiş olduğu “Medeniyet İnşası Arama Konferansı” bugün saat 15.00’te açış konuşmaları ile Eren Üniversitesi konferans salonunda başladı ve saat: 17.00’de bitti.

 

 

Maddi ve manevi kalkınmanın çatısı medeniyettir. Arama konferansını her yerde yapmıyoruz. Bu bir istişaredir, fikir almaktır. Bunun bir bilim dallarına göre bir disiplin ve sistem içerisinde yapılması lazım. Mekke’de ferdin iman inşası ile başlayan ve irşatla devam eden hareket, Medine’de topluma dönüştü ve medeniyetimiz kuruldu. Biz buradan aslında Batı medeniyetine de katkı yapıyoruz. Bu dijital çağda buradan çıkacak fikirlerin başka insanları da bağlayacağını da unutmamak lazım. Kalkınma dinamiklerimizi yeniden inşa etmeye ihtiyaç vardır. Bediüzzaman İslam medeniyetinin Avrupa’nın inkişaından/bölünmesinden ortaya çıkacağını söylüyor. Biz burada bu arama konferansını yapmakla “bismillah” diyoruz. Bunun arkası gelecek. Burası bir irfan havzasıdır. “Üç gün buraya yetmez, buranın hakkı bir haftadır” dedik. Bediüzzaman medresesinin adına Zehra diyor. Anne şefkatinde üniversitelerimiz ve okullarımız olmalı. Özgür çocuklarla ancak medeniyetin inşası yapılabilir. Risale-i Nur sadece Nurculara değil bütün ümmete aittir. Zaten Bediüzzaman buradaki hocaların çoğundan ders almıştır. Kur’an, “ekseriyeti memnun ederse medeniyettir” diyor. Medeniyetten kastedilen güzel ve iyi şeylerdir. Zaten medeniyetin iyilikleri bizim, kötülükleri başkalarınındır. Batı medeniyeti nefislerin ihtiyaçlarından Bediüzzaman ise insanın asıl ihtiyaçlarından bahseder. Risale-i Nur sınırlayıcı değildir, yol göstericidir. Bu programlar kabiliyetlerin geliştirilmesi için birer araçtır. Esas olan insana hizmettir. Biz burada fikir alışverişi ve beyin fırtınası yapacağız. “Bitlis’te ne yapabiliriz?” Sorusuna cevap arayacağız. Bu fikirlere ilmi disiplinleri de katıp daha ileri toplantılar yapmak istiyoruz. “Bitlis konuşuyor” denmeli. Bu birbirini anlamaya insanları da, memleketi de rahatlatır. Gelin bu vicdanı birlikte seslendirelim. Şimdi bizi anlayan kamu yöneticileri var. Gelin bu vicdana ve irfana sahip çıkalım. Bu Bitlis’in hakkıdır.

 

 

Bitlis’in dağlarından çıkıp bütün dünyada tanınıyor olmak çok önemli bir şeydir. Bediüzzaman’ın yazdığı beş bin sayfalık eserlerinden bir akademisyen olarak çok şeyler çıkarılabileceğine inanıyorum. Bediüzzaman mesela takas kültürünü kaldırıyor. Ya o, ya bu zorlaması yerine, hem o, hem bu anlayışını yerleştiriyor. Bunun gibi Risale-i Nur’da çok düsturlar var. AKAV olarak Bediüzzaman’ın bu düsturlarının akademik zeminlerde kabul görmesini arzu ediyoruz. STK’lar, bürokratlar ve akademisyenlerle birlikte burada memleketimizin manevi kalkınmasını müzakere edeceğiz. Bu toplantıların memleketin her yerinde artmasını diliyoruz. Herkes kendi işini yaparsa, memleketimizin maddi ve manevi olarak kalkınacağına inanıyorum.

 

 

Önemli şahsiyetleri çalışmak ve araştırmak üniversitelerin görevidir. Bitlis’te yetişen ilmi şahsiyetleri tek tek çalışmak için daha önce bir program başlatmıştık ama başarılı olamadık. Abdurrahman Taği’den başladığımız bu program başarılı olsaydı şimdi böyle toplantıların belki de onuncusunu yapıyor olacaktık. Üniversitemizde İslami İlimler Fakültesi kuruldu. Pek yakında öğretim üyesi ve öğrenci alımına başlayacağız. İslami ilimler açısından İlahiyat Fakültesinden daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Üniversitemizin bünyesinde Bitlis ve Çevresi İlmi Şahsiyetler araştırma ve Uygulama Merkezi kurduk. Bu yaptığımız çalışmalarla yöre halkına daha da yakınlaşmak istiyoruz. Bir de Bitlis’te göze ve kulağa hitab eden, hayatının ve eserlerinin tanıtılacağı Dijital Said Nursi Müzesi kurmak istiyoruz.

 

 

Uzun yıllar yurt dışında yaşadım. Oralarda Said Nursi’nin hemşehrisi olmanın gururunu yaşadım. Sadi Nursi’nin başka illerde anılmasını hep kıskanıyordum. Onun Bitlis’te anılması gurur vericidir. Üstadın ışık tuttuğu yolda gittikçe inşallah çok daha ilerilere gideceğimize inanıyorum.

 

 

Genelde Türkiye, özelde Bitlis çok şanslı. Çünkü Bediüzzaman gibi bir şahsiyet çıkarmıştır. Nurs köyünü imar edelim ama onun ötesinde ortak akılla her türlü kalkınmaya, Üstadın işaret ettiği şeylere de sahip çıkalım. Bu geç kalmış bir program. Bitlis’te vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın ilgisinin arttırılması lazım. Yeisi kendimizden uzaklaştırmamız ve daha çok çalışarak diğer vilayetlere örnek olmamız lazım. Halktan, STK’lardan, muhtarlardan oluşan kurullarımız var. Projeler üretiyoruz. Bu projelere ülkenin değişik yerlerinden inanmış ve Bitlis’e gönül vermiş, çok saygı duyan insanlar destek veriyorlar. Bundan sonra Bitlis olarak bize düşen, daha fazla işin bilincinde olmak, daha fazla çalışmak, daha fazla programlar yapmaktır. İnşallah bu program hayırlı açılımlara vesile olur. Bütün büyük adımlar küçük hareketlerle başlamıştır. İnşaallah bu büyük adımlar sadece Bitlis’imiz için değil, Türkiye için insanlık için, ortak paydanın ihyasına, şefkate ve kucaklamaya vesile olur. Bitlis’te başlayan bu ışıkla büyün dünyayı aydınlatmış oluruz. Yerli yabancı bilim adamlarımızı ve programa emeği geçenleri tebrik ediyorum.

 

Açış konuşmalarından sonra müzakere salonuna geçildi. Cemaat önderleri, STK temsilcileri, akademisyenler, kamu yöneticileri ve halktan katılımcılarla birlikte Bitlis’in kalkınma dinamiklerini belirleyecek olan “Ne yapabiliriz?”, “Nasıl yapabiliriz?” sorularına cevaplar arandı.

 

Program bugün Dr. Suad ALKAN’ın “Risale-i Nur’da Modern Bilim ve Medeniyet” konulu konferansıyla ve masa çalışmaları ile devam edecek.