İnsanlık Devirleri

Eklenme Tarihi: 30 Ocak 2023

İKİNCİ NÜKTE:

Şu Vehhâbi meselesinin âlem-i İslâmın an'anesi itibariyle nasıl ki üç esası var; öyle de, âlem-i insâniyet itibariyle dahi üç esası vardır:

Birincisi: Ehl-i dünyanın ve maddî tarihin nazarıyla, nev-i beşerin hayat-ı içtimâiyesi (sosyal hayat) noktasında bakılsa, görülüyor ki hayat-ı içtimâiye-i siyâsiye (siyasi sosyal hayat) itibariyle beşer birkaç devri geçirmiş.

· Birinci devri vahşet ve bedevîlik devri,

· ikinci devri memlûkiyet devri,

· üçüncü devri esir devri,

· dördüncüsü ecir devri,

· beşincisi malikiyet ve serbestiyet devridir.

Vahşet devri dinlerle, hükûmetlerle tebdil edilmiş (değiştirilmiş), nim-medeniyet (yarı medeniyet) devri açılmış. Fakat, nev-i beşerin zekîleri ve kavîleri, insanların bir kısmını abd (kul) ve memlûk (köle) ittihaz edip (kabul edip) hayvan derecesine indirmişler. Sonra bu memlûklar dahi bir intibâha düşüp (uyanıp) gayrete gelerek o devri esir devrine çevirmişler; yani, memlûkiyetten kurtulup fakat el-hükmü li'l-ğâlib (Hükmetme yetkisi gâlip olanındır.) olan zâlim düsturuyla yine insanların kavîleri zayıflarına esir muâmelesi yapmışlar. Sonra, İhtilâl-i Kebîr (Büyük İhtilal) gibi çok inkılâplarla, o devir de ecîr (ücretli) devrine inkılâp etmiş. Yani, zenginler olan havas tabakası, avâmı ve fukarayı ücret mukabilinde hizmetkâr ittihaz etmesi, yani sermaye sahipleri ehl-i sa'yi (işçiyi) ve ameleyi küçük bir ücrete mukabil istihdam etmeleridir.

Bu devirde sû-i istimâlât o dereceye vardı ki, bir sermayedar, kendi yerinde oturup, bankalar vâsıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde; bir biçare amele, sabahtan akşama kadar, tahte'l-arz (yer altında) madenlerde çalışıp, kut-u lâyemût (ölmeyecek) derecesinde, on kuruşluk bir ücret kazanıyor. Şu hal, müthiş bir kin, bir iğbirar (memnuniyetsizlik) verdi ki, avâm tabakası havâssa ilân-ı isyan etti. Şu asrın tâbiriyle, sosyalistlik, bolşeviklik sûretinde, evvel Rusya'yı zîr ü zeber (altüst) edip geçen Harb-i Umumîden istifade ederek, her yerde kök saldılar. Şu bolşevizmin perdesi altındaki kıyâm-ı avâm, havâssa karşı bir kin ve bir tezyif (hor görme) fikrini verdiğinden, büyüklere ve havâssa âit medâr-ı şeref herşeyi kırmak için bir cesaret vermiş.

İkinci esas: Şu asır, menfî milliyeti (ırkçılığı) çok ileri sürdü. Anâsır-ı İslâmiye (İslam Unsurları) hiç muhtaç olmadığı halde, şu milliyet fikrine körü körüne sarıldılar. Menfî milliyet ise, mukaddesât-ı diniyeye hürmetkâr olamıyor; bahaneler buldukça ilişmek istiyor.

Üçüncü esas: Sükût…

 

Kaynak:

Said Nursi, Mektubat, 28. Mektup, Altıncı Risale, Altıncı Mesele, s: 513-514, e-risale.com

- Reklam -

popüler cevapdünya atlası